Son zamanlarda özellikle Facebook’ta o kadar çok sayfada Akdeniz ülkelerinden fotoğraflar var ki baktıkça görsel bir şölende hissediyor insan kendini. Oysa gerçek hayata çıkıp baktığınızda şehrin dar sokaklarında, suratsız apartmanlarında birkaç güzellik aradığınızda hiçbir şey bulamıyorsunuz. Soğuk geçen kış ayları belki bahane olabilir ama insanlarımız dışarıdaki hayatı hiç önemsemiyor. Yerlere çöp atıyor herkes-genç-yaşlı-eğitimli-eğitimsiz fark etmeden. Sararan otları kimse temizlemiyor, yollar zaten belediye sayesinde savaş alanı gibi. İnsan bazen bu şehirde insanların kör olduğunu bazen de hiç mimar, içmimar, ressam olmadığını varsa da onların sadece lüks konutları ve otelleri yaptığını düşünüyor. Sokakta yaratıcılık, bahçelerde düzen ve güzellik hiç yok gibi. Vapurdan şehri gördüğünüzde tek gördüğünüz çok katlı sevimsiz binalar. Sayfiye yerlerini de şehrin çirkin sokaklarına benzetmeye uğraşıyoruz, azimle.
Karşıyaka’nın “güzel” dediğimiz belli sokakları bile Akdeniz şehirlerine kıyasla o kadar vasat güzellikte ki… Oysa ne iklim farklı, ne coğrafi konum. Hatta bu şehrin insanları birçok Avrupa şehrindekine kıyasla hem daha güzel, hem de daha cana yakın.
Özellikle Avrupa ülkelerine sık gidip gelenlerde şehrin kaderine acıma, gelecek için umutları yitirme düzeyi çok üst seviyelere tırmanıyor son yıllarda. Ama herkes kendi kapısının önünü süpürse diye başlamayalım ama en azından bulduğu her toprak parçasına bir şeyler ekse, balkonlarını rengarenk saksılar ve çiçeklerle doldursa, boş duvarları tertemiz boyasa, hatta çocuklara, gençlere ya da eli fırça tutanlara resimler çizdirse ne olur? Benim bunları görmeye çok ihtiyacım var, evime giderken cıvıl cıvıl sokaklar ve balkonlar görsem işten daha dinlenerek dönerim herhalde. Ya siz? İzmir’i daha güzel bir şehir olarak hayal etmek istemez miydiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder