24 Aralık 2010 Cuma

Noel Baba’dan İzmir İçin Dileklerimiz


Aralık ayının sonu geldiğinde Noel kutlamalarıyla karışan yeni yıl kutlamaları şehirleri rengarenk ışıklara boyar. İzmir’de de dünayadaki pek çok büyük şehir gibi meydanlar, işlek caddeler, mağaza vitrinleri rengarenk ışıklarla, süslerle donanır. Ofisler, evlerin balkonları da yeni yıl coşkusundan nasibini alır. Yeni yılın heyecanını yeni yıl konserleri, kermesler, defileler, yılsonu partileri 31 Aralık gününün akşamına kadar yükseltiyor. Yeni yıl için tutulan dileklerin listesi ise 1 Ocak 00.01’e dek uzayıp gidiyor.

2011 yılının gelişi İzmir’i ayrı bir kimlik olarak düşünürsek o kadar da ümit verici değil, tersine biraz buruk, biraz tatsız. Çünkü kentin kalbine giden yollar delik-deşik, bypass ameliyatının bitmesini bekliyor. Birçok cadde, sokak kapalı, yollar sokak arasından geçiyor, hemen her sokak başına “dönülmez levhası” konmuş. Ama yol tarifleri artık şöyle: dar sokağa gir, dönülmez denilen yerden dön, karşına araba çıkarsa sağa çek, bekle... Yollar yanında kaldırımlar da doğalgaz adına  paramparça, parklar bakımsız ve kedi-köpek tuvaleti haline gelmiş. Yeni açılan hızlı trendeki aksaklıklar bir nebze tazelenmiş umutları da kırmış. İşsizlik oranı özellikle üniversite mezunlarının belini bükmüş. Küçük ölçekli iş sahiplerinin içinden kurtulmaya çalıştıkları borç batağıyla ilgili beklentilerine de pek çıkış yok gibi gözüküyor. Bu umutsuzlukların yanında İzmir’in tüm ilçeleriyle ve merkeziyle bir turizm ve sanayi kenti olarak tanıtımı için çaba gösterenlerin sayısında şimdilik hissedilmeyen artış var. Farklı kanallardan kentin farklı yönlerini ön plana çıkarmayı amaçlayan ve dolayısıyla kente dünyanın dört bir yanından turistleri, çeşitli etkinliklerle işadamlarını, bilimadamlarını, sanatçıları getirmeyi amaçlayan birçok formül aranıyor. Bu arayışlar ve adı yeni konan projeler bile kentin canlanması için uğraşan insanların var olduğunu gösteriyor. Yani İzmir’i yeniden canlandıracak ve rekabet avantajını arttıracak umut ışıltıları yok, değil.

Kentin kanayan yaralarına, delik deşik olan yüreğine rağmen yine de yeni yıldan İzmir için uzun bir dilekler listesi çıkarmak mümkün. Kırmızı kukuletalı tonton Noel Baba’dan 2011 yılı için neler isteyebiliriz?

-İzmir’in en azından yakın çevresinde daha iyi tanınmasını,

-Şehre daha çok turist gelmesini,

-Uluslararası spor karşılaşmalarının ve kültürel etkinliklerinin şehre renk katmasını,

-Yolların düzelmesini ve metronun tez vakitte açılmasını (Tezveren Dede, Aceleci Bacı ve Suzuz Dede’den istedik olmadı...),

-Denizin daha temiz olduğu, deniz sefasının yelkenlilerle, tekne yarışlarıyla artmasını,

-Bilinçsiz balık çiftliklerinin ve trol avcılarının balıkları tükenmemesini, denizi kirletmemesini ve İzmirlilerin de bol balık yiyip daha çok zihninin çalışmasını

-Üniversite ve SBS sınavları birincilerinin diğer şehirleri kıskandıracak kadar çok olmasını,

-Sporcuların kupalarla şehri onurlandırmasını,

-Sivil toplum örgütlerinin, aynı sektörde iş yapanların, akademisyenlerin biraraya gelerek kent kültürü ve eğitim konusunda işbirliği yapmasını,

-Sosyal medyada sesini duyurmaya çalışan İzmirlilerin sesini artık birilerinin duymasını,

-Güvenilir, sermayesi güçlü yeni iş sahalarının açılmasını ve işsizliğin azalmasını,

-Genel seçimlerde İzmir’e gönül vermiş milletvekillerinin seçilmesini,

-Deprem, sel, salgın hastalık, yangın gibi felaketlerin olmamasını isteyebiliriz.

Bu liste uzayabilir, peki sizin dilekleriniz neler?

Yeni Yılınız Kutlu Olsun. Ferahonat