17 Şubat 2011 Perşembe

Mistik Tarihin Egzotik Çarşısı… Kemeraltı ve Takı Tasarımı

(Yaşar Üniversitesi PRAD öğrencileri Tülay Akkavak, Elvan Çamak ve Neval Tuna'nın Muhsin Bayhatun ile röportajı- Mart 2010)
Tarihi çarşıda taşlar nasırlı ellerde sanata dönüşüyor! Burası Kemeraltı… Yüzlerce yıllık geçmişiyle çoğunun adı tarihe karışan binbir çeşit sanatın adresi. Antika eşyalardan otantik giysilere, tozlu kitaplardan artık sadece büyüklerimizin sohbetlerinde adı geçen tatlara kadar aradığınız herşeyi bulabileceğiniz tek mekan.

Eskilerin tabiriyle yere iğne atsan yere düşmez dedikleri çarşıyı sadece İzmir içinden değil çevre illerden gelen müşteriler de doldururdu. Gelenler, önemli günlerdeki alışverişlerini yapar, bayram arifelerinde çarşıya olan ilgi daha da artardı. Sabah erkenden gelinir tüm çarşı boydan boya dolaşılır sonra da dinlenmek için bir yerlerde oturulup yorgunluk kahvesi içmek adettendi. Bugün değişen tüketim alışkanlıklarıyla alışveriş anlayışı birçok sanatı da ortadan kaldırdı, bileğinin gücüyle ayakta duran zanaatkarlar artık daha popüler işlerle uğraşmak zorunda kaldılar. Daracık sokakların arasında kalan karanlık iş hanlarındaki zanaatkarlar, işinden hevesle heyecanla bahsederken içlerinde sakladıkları burukluğu gizleyemiyor.

Zanaatlarını günümüze uyarlayanlar ise şanslı. Özellikle bayanların ilgi alanına giren takı tasarımı ve seramik Kızlarağası Hanının parlayan yıldızları. Handa, neredeyse her üç dükkandan birini birbirinden farklı türde model barındıran takıcılar oluşturuyor. Bunlardan biri de Kızlarağası Hanı’nda yıllardır hizmet veren Muhsin Bayhatun. Bizleri dükkanında ağırlayan ve sorularımızı da yanıtlayan Muhsin Bey takı tasarımına olan ilginin özellikle son yıllarda attığını artık kendi tasarımları yanında müşteri siparişleri üzerine de çalıştıklarını belirtti.

-Kemeraltı’nda krizin etkisi nasıl oldu? Dünya çapında etkili olan kriz tabi ki bizi de etkiledi ama İzmir turistik bir şehir olmanın avantajları ile ayakta kalmaya çalışıyor. Kriz nedeniyle dükkanını kapatanlar oldu ya da birkaç dükkan sahibi ortak olup tek dükkan açarak güçlerini birleşip ayakta kalmaya çalışıyor.

-Kemeraltı’nın tarihi eser yapısının avantajları oluyor mu? Kemeraltı’nda bir tarih yatıyor ve bize emanet edilen bu tarihi eserleri korumak bizim görevimizdir. Hiçbir şekilde orijinal yapısına zarar vermiyoruz. Çünkü tarihi eser yerleri gezmek için gelen misafirlerimiz müşterilerimiz oluyor. Bu sayede, hem ziyaret hem ticaret döngüsü oluşuyor.

-Kemeraltı’nı Kemeraltı yapan değerler nelerdir? Kemeraltı denizi, tarihi, esnafı, müşterisi, ziyaretçileri ile bir bütündür. Ege’nin incisi İzmir ise İzmir’in incisi de Kemeraltı’dır.

-Kemeraltı’nda takı tasarımı ile dükkan açmaya ne zaman karara verdiniz? Çevremde takı yapıp satan çok kişi vardı. Arkadaşlarım takılar için taşlar çıkartırdı, onların vesilesi ile bende bu işe başladım. Kemeraltı’nın otantik bir yer olmasından dolayı da dükkanımı burada açmaya karar verdim. Açtığım zaman da ise takı işi ile uğraşan 2 dükkan vardı ve beni kendilerine rakip görmüşlerdi. Ancak iyi birer arkadaş olduk, takı yapımında ise en yakın arkadaşlar olsak da en farklısını yaratmak konusunda hala rakibiz.

- Takı sektörünün Kemeraltı’nda var oluş hikayesi nasıldır? Kemeraltı’nda takı çok eskiye dayanıyor. Osmanlı Dönemi’nde kadınlar takılarını kendi yapıp takıyorlardı. Bu sektörde bu kadınların yaptıkları takıları satması da takı sektörünün buradaki başlangıcı diyebiliriz. Çünkü ilk takı yapılması eski çağlara kadar dayanıyor, Türklerde takılar ve süs eşyaları çok önemli bir yere sahipti, insanlar öldüklerinde takıları ve süsü eşyaları ile gömülürdü.

- Bu işi İzmir’de yapıyor olmaktan memnun musunuz? Ya da İzmir’in bu iş için uygun bir yer olduğunu düşünüyor musunuz? Kesinlikle uygun bir yer. İzmir’in bayanları kendilerine bakmayı seviyor çünkü bakımlı görünümün sadece kozmetikten ibaret olmadığını biliyorlar. Giyim kuşamı da kozmetiğin yanında takılarla tamamlıyorlar.

-Peki tasarımlarınızı neye göre nasıl belirliyor sunuz? Özellikle bayanlara hitap eden bir sektördeyiz ve müşterilerimiz belli. Önceliğimiz ise İstanbul. Dolayısıyla elimizden geldiğince farklı tasarımlarla müşteri beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Eskiden taşlarla örülü abartılı tasarımlar genellikle özel gecelerde kıyafetleri tamamlayıcı bir aksesuar olarak görülürdü. Fakat günümüzde yapımı günler hatta haftalar süren parçaları müşterilerimiz gündüz de kullanabiliyor. Yani her şeyle birlikte takıya bakış açısı da değişti. Gündüz giyilmez dediğimiz kıyafetler yine gündüz takılmaz denilen takılarla artık birarada kombine ediliyor. Ayrıca her takı kendi içinde bir kompozisyona sahiptir. Taşları bulup çıkardığımızdan sonra ki aşama onlara şekil veriş aşamasıdır. Boncukları da her takının konseptine göre takıya yerleştiririz. Böylece Kemeraltı gibi otantik, antik aynı zamanda modern özelliklere sahip takılar ortaya çıkıyor.

- Müşterilerimiz arasında da alternatif tıp yöntemlerine ilgi duyan ve buna göre taşlarda özel seçim yapanlar var mı? Tabii ki var. Gerek İzmir gerekse diğer şehirlerden sadece stresle başedebilmek için buna iyi gelen taşlardan sipariş veren müşterilerimiz bile küçümsenmeyecek boyutta. Yutdışından (Hindistan, Uzakdoğu) ithal ettiğimiz ve farklı mekanlara hatta müşterilerin o anki psikolojilerine göre kullanılabilecek taşlarımız var. Bunlar rahatlatıcı etkilere sahip özel taşlar. Dolayısıyla müşterilerimizi ürünü almadan önce nerede kullanacaklarsa ona göre yönlendirdiğimiz de oluyor.

-Takı tasarımına ilgi bu kadar yüksekken madalyonun diğer tarafında Uzakdoğu gerçeği var. Ucuz mal ithalatına karşı aldığınız bir önem var mı? Evet. Aslında diğer taraftan taklitçiliğe karşı sektörel rekabet inanılmaz boyutta. Çoğu zaman hangi taşı hangi tasarımda nasıl kullanabileceğimizi söylemekten ya da göstermekten çekiniyoruz. Bu yüzden farkımızı ortaya koymak için ürünü sadece birinci elden müşterilerimize sunuyoruz. Bu şekilde kendilerini özel hissetmelerini sağlamaya çalışıyoruz.

- Satmaya kıyamadığınız bir parça var mı acaba dükkanınızda ? Neden ? Evet, var. Hatta birkaç tane var. Bunlardan birisi doğal olarak kalp şeklinde çıkan mor Kuvars taşıdır. Işıl ışıl parlar ve sanki elinizle oyup irili ufaklı tümsekler yapmışsınız gibi görünür. Bu taşa sadece çok küçük bir törpüleme işlemi yapılmıştır ve etrafına özel tasarım bir gümüş çerçeve çekildi. Buna uygun olsun diye de aynı taştan bir kolye ucuyla kombine ettik. Fakat bu kolye ucunu kimseye göstermedim bugüne kadar, kendi çevrem dışında çünkü benim için özel olan bu Kuvars taşının doğal olarak kalp şeklinde çıkmasının imitasyonunun yapılmasını istemiyorum. Doğadan çok nadir olarak şekilli bir takım taşlar elde edebiliyoruz bundan dolayı da özel kalmasını istediğim için bu parçayı görüntülememenizi rica ediyorum sadece sizin görmenizle yetinmenizi isterim.

-Kemeraltında Kızlarağasında bir dükkana sahip olmanızın faydalarını ve varsa zararlarını bize anlatırmısınız ? Muhsin Bey ufak bir tebessümle her ikisini de yaşıyorum ama fayda demeyelim de artıları, eşsiz tarihi benim için çok özel. Şöyle ki, ben işimi bırakıp bu işe gönül verdim kendimi bu işe adadım diyebilirim. Birçok fuarlara katılıyorum ve elimden geldiği kadar bu sektörü çok yakından hatta içinden biri olarak daha da özenle takip etmeye çalışıyorum. Geçen hafta İstanbul’daki fuara katıldım ve dükkanımı biraz daha zenginleştirdim. Lakin zarar demek istemem ama tüketiciler buraya gelip alış veriş yapmaktan tedirgin oluyorlar. Gözlemlerime dayanarak fiyatların piyasanın üzerinde olduğunu düşünüyorlar Kızlarağası Hanında bulunduğumuzdan dolayı. Aslında böyle bir şey yok benim dükkanımda gerçek taşlar olduğu kadar yarı gerçek taşlar da mevcuttur. Fiyatlarına gelince her zevke her bütçeye göre ürünlerimiz vardır.

- Kemeraltı kültürüne uygun ürünler sattığınızı düşünüyormusunuz ? Kesinlikle evet. Ben takılarımı ve sattığım diğer taşlarla bu kültüründe bir elçisi olduğumu düşünüyorum. Örneğin ben müşterilerime sadece kendi tasarımlarını sunmuyorum onların bana getirmiş olduğu özel istekleri de kendi kültürümle yani bir diğer deyişle Kemeraltı kültürüne uygun hale getirmeye çalışıyorum. Bu güne kadar da memnun kalmayan tek bir müşterim bile olmadı. Tam aksine bir diğer sipari için gelenler oluyor. Kemeraltı kültürünü bana göre en güzel bu takılar temsil etmekte fakat Kemeraltını Kemeraltı yapan asıl şey ise bütün bu gördüklerinizin bir arada ve iç içe kombine olarak bulabileceğiniz bir yer olmasıdır. Yani kıyafet, takı, eşya…. Bunlar kombinasyonel ürünlerdir. Doğal olarak da bir ihtiyaç için gelip baştan yaratılma söz konusudur.

-Sizce takılar bir aksesuar görevi mi görmekte yoksa olmazsa olmazı mı simgelemektedir? Bu kişiye göre değişiklik gösterir her şeyden önce ama bence kişiyi temsil eden ve o kişiyi anlamızı sağlayabilecek en güzel nişandır. Her tasarım kendine has olmasının yanında kullanan kişiye göre şekillenen bir simgedir de aynı zamanda. Kişiyi ruhu ile bütünleştiren bir değerdir. Ben her bayanın kendisi ile bütünleşmesinden yanayım bunu da takılarla yapabileceklerine canı gönülden inanıyorum.

-Herhangi bir organizasyonun parçasımısınız veya bulunduğunuz faaliyetler var mı ? Evet, ben Menemen ve Aliağa’da bulunan 7 okulun istediği taşları ve malzemeleri onlara tedarik ediyorum. Ders olarak takı tasarımı görüyorlar ve ben takı kültürünün yaygınlaşmasından son derece mutluyum ve elimden geldiği kadar böyle çalışmalarda bulunuyorum. Kemeraltı esnafının da bu tür çalışmalarda imzalarının bulunması gerektiğine inanıyorum.

Röpörtajımızın sonunda Muhsin Bey bize fotoğraf çekmemiz için mor Kuvars taşını eline aldı fakat biz bu çekimi yapmayı kabul etmedik onun için bu kadar özel olan bir tasarımın kendisine özel kalmasını Muhsin Beye söyleyerek bize böyle bir fırsat verdiği için teşekkür ettik ve çektiğimiz fotoğrafları kendisinede iletmek üzere röportajımızı sonlandırdık.